17 Eylül 2022 15:13

Şile Arıcılık Kooperatifi Başkanı’ndan çarpıcı açıklamalar

Türkiye’nin başlıca tarımsal faaliyetlerinden olan arıcılık, artan şeker fiyatları, maliyetlerin katlanması ve bal üretiminde kullanılan ilaç masraflarının yükselmesi nedeniyle zor günler geçiriyor.

Şile Arıcılık Kooperatifi Başkanı’ndan çarpıcı açıklamalar

Bu yıl verimli bir sezon geçiren arıcılar, maliyetlerin yüksek olması nedeniyle yine de mutlu değil. Bal üretimi için yapılan harcamaları karşılayamayan arıcılar, devletin kovan başına yaptığı 20 TL’lik desteğin yetersiz olmasından şikâyetçi.

Şifa kaynağı bal, Türkiye’de tarımsal hayatın ana üretim kaynağı. Yıllardır ekonomik sıkıntılar ve mevsimsel sorunlara rağmen zor şartlarda bal üretimine devam eden arıcılar için 2022 verimli bir sene olarak geçiyor. Ancak artan şeker fiyatları, maliyetlerin katlanması ve arıcılıkta kullanılan ilaç masraflarının yükselmesi bal üreticilerini hiç olmadığı kadar zora soktu. Ekonomik kriz nedeniyle arılara ve bal üretimi için yapılan harcamaları karşılayamayan arıcılar, devletin kovan başına yaptığı 20 TL’lik desteğin yetersiz olmasından şikâyetçi. Türkiye’de arıcılığın geldiği noktaya ilişkin Millî Gazete’ye konuşan Şile Arıcıları Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ahmet Can, ekonomik krizin bal üretimini nasıl etkilediğini anlattı.

“Bal üretimi iyi olsa da döviz ve mazottaki fiyat artışı bizleri üç yönlü etkiledi”

2022 yılı bal üretiminin iklim şartlarından dolayı iyi gittiğini söyleyen ancak döviz ve mazot fiyatlardaki artıştan arıcıların ekonomik olarak olumsuz etkilendiğini belirten Şile Arıcılık ve Arı Ürünler Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ahmet Can, “2022 yılı bal üretimi, ülke genelinde geçtiğimiz seneye göre çok iyi durumda. Bunun sebebi, arıcılık için iklim şartlarının iyi gitmesi diyebilirim. Ancak bu sene bal üretimi iyi olsa da döviz ve mazottaki fiyat artışı bizleri üç yönlü etkiledi. Hem üretim maliyeti hem ulaşım yani nakliye gibi maliyetlerdeki yaşanan artış ve bunların ürün fiyatlarına yukarı yönlü yansıması ve hepsinin toplamında tüketicinin alım gücünün azalması ile birlikte bal alım önceliğinin gerilere çekilmesi gibi bir durum söz konusu oluşuyor” ifadelerini kullandı.

“Desteklenmenin kovan başı en az 10 kg şekere eş değer olması talebimizdir”

Şekerde yaşanan fiyat artışlarının arıcıların yeterli besleme yapabilmesinde olumsuz rol oynayacağını ifade eden Ahmet Can, “Kristal toz pancar şekeri, kıştan çıkan arıların ilkbahar beslemesi ve bal üretim sezonu sonrası hasat edilen balların yerine arılara ikame yiyecek olarak verilen çok önemli bir besin maddesidir. Şeker, arıcıların en önemli gideridir. Şekerde yaşanan yaklaşık 4-5 kat artışlardan dolayı birçok arıcı yeterli besleme yapamayacağından bu kış çok fazla arı ölümleri beklenmektedir. Bu durum ve üretim maliyetlerindeki artış birçok arıcının mesleği bırakmasına neden olacaktır. İndirimli şeker desteği piyasa fiyatlarından yüzde 20 indirimli bir şekilde birlikler aracılığı ile yapılıyor. Ancak verilen ürün, yeterli miktarda değildir. Kovan başı destekleme 20 TL olup çok az kalmaktadır. Desteklemelerin şeker fiyatıyla orantılı bir şekilde yapılması gerekir. Yani desteklemenin kovan başı en az 10 kg şekere eş değer olması talebimizdir” şeklinde konuştu.

“Ruhsatlı ilaçların pahalı olması, arıcıları ruhsatsız veya kendi yaptığı ilaçlara yönlendiriyor”

Bazı dönemlerde varroa gibi zararlılara karşı yapılan mücadelede de ruhsatlı ilaç fiyatlarının pahalı olmasına dikkat çeken Ahmet Can, “Örneğin varroa, arıların ve arıcıların en önemli sorunudur. Mücadelesi her daim yapılmalıdır. Bu da en önemli gider kalemlerinden biridir. Ruhsatlı ilaçların pahalı olması arıcıları ruhsatsız veya kendi yaptığı ilaçlara yönlendiriyor. Destek yapılacak ise esas bu konuda yapılmalıdır. Hem eğitim hem de ruhsatlı ürün verilmesi yönünde yapılırsa arıların kışlatma başarısı artacak, arı ölümleri azalacaktır. Ve tüm bunların yanı sıra arıcının birçok girdi maliyeti varken ve katlamalı artarken, bunlar ister istemez ürün satış fiyatına yansıyor. Bu durum sahte veya tağşişli üretim yapan, merdiven altından ziyade sektör haline gelen işletmelere yarıyor. Bu durumun üstesinden gelmek mücadeleden, etkin denetimden ve kontrollerden geçiyor” açıklamalarında bulundu.